HİKMET TANIMI
13. yüzyıl Arapça el yazmasındaSokrates

İSLAM FELSEFESİNDE HİKMET NEDİR
Filozoflara: hükema, felsefeye: hikmet tabiri kullanılmıştır. İslam öncesi felsefe akademilerine “büyûtü’l-hikme” denmektedir. Kindî, el-Hârizmî, Şehristânî, Âmirî gibi alim ve düşünürler felsefeyi hikmetin kendisi değil hikmet sevgisi, hikmetin talep edilmesi ve sistemli şekilde araştırılması olarak anlamışlardır. Filozof cemiyeti İhvân-ı Safâ’ya göre felsefe, hikmetin araştırılmasıdır. İbn Miskeveyh de hikmeti onu araştıranlar için Allah’ın en büyük lutfu olarak değerlendirerek hikmeti araştıran kimselerin aydınlanıp arınacağını, hikmete ulaşıp bu bilgiyle kurtuluşa ereceklerini söyler. İslam filozofu Kindi, felsefe ve hikmet terimin eş anlam gibi kullanıyor, metafiziği “hikmetlerin hikmeti olarak adlandırıyordu. Farabi’ye göre hikmet anlamları idrak etmekti. Farabi, Allah’ın hem âlim hem hakim olduğunu belirtirken hikmeti “en üstün ilimle en yüce şeyleri akıl etmek” şeklinde tanımlar.
İbn Sînâ metafizik anlamdaki hikmetin: yönteminin bir şeyi her yönden düşünme, amacının ise insanın ulaşabileceği nihaî sebepleri kavramak olduğunu söyler. Platon ile Aristo’yu uzlaştırdığı eserde onlardan “hakimler” diye söz eder. İbni Sina’ya göre gerçek anlamda hikmet metafiziktir. en üstün malumun en üstün bilgisi, en doğru ve en kesin bilgi, varlıkların ilk sebeplerinin bilgisi, metafizik hikmet tanımlarıdır. Matematik, fizik, mantık, siyaset ve ahlak hikmet sayılmaz onlar metafizikten faklı olarak dar varlık alanlarını inceler.Hikmet: İnsani gücün elverdiği oranda, insani nefsin kavramları tasavvur etmek, kuramsal ve maddi doğruları tasdik ederek incelemektir. Ünlü optik bilgini İbnü’l-Heysem‘e göre hikmet: bütün doğruları bilmek, yararlı bütün şeyleri yapmaktır. İnsan, hayvanlardan farklı, akıllı bir varlık olarak mutluluğu talep eder. Hikmetin kavranması mutluluğun kendisidir. Hikmetsiz insan eksik insandır. Hikmetli olan kendini gerçekleştirmiş ve öteki canlılardan ayrılmış demektir.
Muhyiddin İbnü’l-Arabi, Fususü’l-hikem eserinde hikmeti tanımlar. Bir bilgiyi hikmet kılan ondaki yönlendirici ve hükmedici niteliktir. Gerçek anlamda hakim, hikmetin bilgisine sahip olmakla kalmayıp bu bilgiyi kullanan, uygulayan ve onunla hükmedendir. Her şeyin hakkını vermek, her şeyi yerli yerine koymak hikmet gereğidir. Allahın kulları varlıktaki ilahi hikmetin farkına vardıkça bu bilginin hükmü altına girerek bilgelik yolunda ilerler. İbnü’l-Arabi’ye göre hikmet, varlığın ilkelerinin yahut bu ilkelere dayalı sabit düzenin bilgisidir ve bu çok değerli özel bilgi hikmetlinin davranışlarında somutlaşır. Hikmetli kişi varlığın düzen ve işleyişinin hikmete uygun düştüğünü yani her şeyin bulunması gereken çizgiyi takip ettiğini bilir; bunun sonucu olarak da razı olur.
Hiç yorum yok: