MUSTAFA TANER "buz dağları oluşurdu."

yıl,1966/ o seneler çok kar
yağardı.Mevsimler mi,değişti?..Bilmem ama,
Ağrı,kar altından,altı ayda
zor kurtulurdu..Cumhuriyet
cad.mart ayının sonunda,
krayderlerle,temizlendiğinde
cad.ortasinda,buz dağları
oluşurdu.
İşte,böyle çetin kışların,yok
sul,yıllarından,kalın kar
örtüsü altından,yeni yılları
karşıladık...
Manavımız,kapalı çarşı dediğ
imiz,sebze toptancıların hal
binasıydı.ve manav,rahmetli
Nesim öner amca,kasabımız
Müslüm efendiydi...veresiye
alırdık.Deftere yazılirdı.
Kredı kartları daha anasınin
karnında bile değildi.
Akşam,yılbaşı gecesiymıs.
anam,öyle duymuştu.Manav
dan,adam başı birer adet
portakal,misafir gelcek onun
içinde,iki adet,toplam onüç
adet tarttır al.yanıbaşındaki
kasbimızdanda,bir kilo kıyma.
yol dönüşü,yılbaşı umrumda
değildi.portakal yiyeceğimi
düşünüyor,arada elimdeki
filedeki,portakallara sulanan
ağzımı siliyordum.
Aksam,yer sofrasını toplayan
rahmetli anam,
-ola kimse,portakallara değmesin,misafire ikram edende,hepize dağitacam..!
demışti.
Onüç portakal,desenli çinko
sahanda,kanepenin üstünde
yiyin beni.! dercesine,duruyor
du.
Mısafirimız,Trabzonlu terzi
Ferhat amcanın kızıydı.Ağrı
da,çalısan memur bayanlar
dan biriydi. Başı açık,modern
giyimliydi.Eve gelmışti.
pencere dibindeki kanepenin
baş köşesine oturmuştu.
Annem,meyve çerez hazırlar
ken,aradan portakallarıda
önümüze doğru yuvarlıyordu
Gece,radyo dinlemıştik.piyan
go numaralarını,babam takip
ediyordu.Gece evde,komşu
muzun muhabeti,çay ikramı
filan,güzel geçmışti.
sabah uyandığımızda,kar
üstüne,yine diz boyu kar
yağmıştı.
Sabahtan,evin toprak damın
dan,Berfok/karkürekleriyle
damı,sıkavel/çalı süpürge ile
süpürge ile süpürken,
-KEŞKE HERGÜN YILBAŞI
OLSA,PORTAKAL YESEK..!
diye,düşünüyordum.
Kırkbeş sene sonra,Fethiyeye
yerleştikten sonra,her sokak
başında,yere dökülmûş,yada
dalında çürümeye bırakılan
toplaoayan,portakalları
görünce,hep o yılbaşı aklıma
gelir.Evet,bu öykü sonrası
BARİŞ,KARDEŞLİĞİN ELE
OLDUĞU HUZURLU BİR YILI
ÜLKE OLARAK YAŞAMAK
DİLEĞİMLE.,
Saygılar.
MUSTAFA TANER-KHA.