SİTEMİZE UĞRADIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ
SİTEMİZE UĞRADIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ

'Hatice Altunay" Tılsımlı Deniz ".

Merhaba KAYA NET GRUBU Okurları Sanat içinde şiirle,öyküyle,denemeyle
aranızda olacağım. 
Yazın dünyasının incelikleriyle düşünmek ve düşündürmek için..
Marmaris’te kış nasıl olur bilirsiniz. Birkaç gün kuru ayaz vardı. Güneş yavaş yavaş etkisini göstermeye ve üşüyen bedenleri ısıtmaya başlamıştı. Balıkçı tekneleri hariç büyük turist gezi tekneleri kıyıda bekliyordu. Yakında bakıma alınacaklardı
Yat limanına doğru yürüdü güneşi bedeninde hissediyordu. Yanından iki adam
“Bugün deniz çok güzel ama ona güven olmaz .” Diyerek geçtiler. Biraz kıyıda durup denizi seyretti. Kıyıya balıkçı teknesi yaklaştı. Kayığın içinden kasaların içinde oynaşıp duran balıkları karaya çıkardılar. Kenarda bekledi. Balıkların oynayışını ve balıkçıların hareketlerini izledi. Balıkların hayatı son bulurken insanların ekmek parası oluyor. Kimileri akşama hazır olacak muhteşem balıkların hayalini kuruyorlardı. Biri orta boylu orta yaşlarda ciddi balıkçıydı diğeri ise daha genç uzun boylu, güleç yüzlü delikanlı. Orta yaşlı adam:
—Yarın da gidelim. Gidelim Aksaz açıklarına. Ganimet gibi balık…
Dedi. Genç adam ise başıyla onayladı. Kefal, lapa, mercan olduğu anlaşılan renkli balıklarla dolu dört kasayı taksiye taşıyorlardı. Ayakta durmaktan yorulmuştu. Yüzünü güneşe dönmüş bankta oturuyordu. İki adamın balık sevincine ortak oluyordu.
Yoldan birkaç adam geçti. Balıkçılara ve balık kasalarına şöyle bir göz attılar. Birisi dosdoğru yürüdü ve hiç ilgilenmedi. Diğer ikisi hayret dolu gözlerle balık kaslarındaydı gözü. Son kasa kırmızı balıklarla doluydu ve taksinin bagajına yerleştirildi.
Yüzünü güneşe dönmüş balık şöleninin tanığı Aysel oturduğu banktan doğruldu. Yat limanına doğru yürümeye başladı. Yanından iki aile çocuklarıyla birlikte gülüşerek, konuşarak şen şakrak geçtiler. Aysel hem yürüdü hem de denizin üstünde seyrelmiş teknelere ve denize baktı. “denizi görebiliyorum çok şükür” dedi içinden. Yat limanının içine yönelmeden kapalı spor salonuna doğru ilerledi. Parka çıktı hafi f  yokuşlu yoldan evine geldi. Aysel akşam yemeği için mutfağa geçti. Akşam yemeği için balık pişirmeyi düşünmediği için sebze yemeği yaptı.
Ertesi gün sabah gökyüzüne baktı tereddüt içinde. Hava soğuktu ama güneşliydi. Akşamdan yıkanan çamaşırları balkona serdi. Ortalığı şöyle bir topladı. Aysel hanımın üstüne bir ağırlık çökmüştü içinden hiç iş yapmak gelmiyordu. Kendini zorladı kahvaltı yaptı. Kahvaltı sonrası koyu bir kahve içti. Kendisine gelmesi uzun sürmedi. Olması gereken acil işlerini tamamladı. Evin içinde dönenip durmak onu sıkıyordu. Çantasına bir kitap attı. Giyindi ve sahile doğru yürüdü. Kemiksinizin çay bahçesinde adaçayı içti. Biraz kitap okudu.
Yan masada yaşlıca iki adam oturuyordu.
-Bugün denizde fırtına olabilir. Denizin hali hiç hoşuma gitmedi dedi esmer ve uzun boylu olanı.
-Sizin çocuklar gitmedi değil mi balığa.
-Gideceklerdi ama başka işleri çıktı gidemediler.
Masada oturan iri yarı yaşlı adam
-Bu sene meyvede para etmiyor diyerek başka bir konuya daldı.
Aysel içinden “Eyvah!” çekti. Dünkü gördüğü deniz aşığı iki adam gideceklerdi denize… Umarım gitmemişlerdir.
Aysel masadan kalktı. Adaçaylarının ücretini ödeyip akşam için alışverişe çıktı. Elleri dolu dolu evinin kapısını açtı. İçeride kızı Eylem çok telaşlıydı.
-Anne arkadaşımın babası denize açılmış dönmemiş. Kayıp… Ben gidiyorum dedi.
Kapıdan fırlayıp gitti. Kızından haber alırım umuduyla akşamı bekledi. Aysel fazla bekleyemedi. Merak ettiği için hazırlandı ve gitti.
Ev dolusu insan vardı. Hem umut ediyor hem de yas tutuyorlardı. Geceye doğru umutlar bir bir tükeniyordu. Denize aşık iki adam Aksaz açıklarında balıkçı teknesiyle fırtınaya yakalanmıştı. İkisi de iyi yüzme biliyor umuduyla tutunduk yaşamın soluklarına… Oysa hava buz gibi, soğuk suyun içi ise dondurucu… dalgıçlar gece gündüz aradılar. Denizler kıyılar arama ekiplerince tarandı. Üç gün sonra Keçi Adasının açıklarında bulundu iki adamın cansız bedenleri. Onlara ölüm hiç yakışmadı. Yüzmeye çalışmışlar ama dondurucu su ve hava onların karaya ulaşmalarını engellemişti.
Geriye denize tutkun iki adamın gözü yaşlı eşleri ve çocukları kalmıştı. Tılsımlı deniz iki balıkçının gözlerine büyülü ışıklar eklemişti. Tılsımlı deniz kendisine aşık olanı almıştı içine…
                                      Hatice Altunay /KHA

Hiç yorum yok: