SİTEMİZE UĞRADIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ
SİTEMİZE UĞRADIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ

Hatice ALTUNAY SİVAS ANILARI YILLAR SONRA…

 
  

  Sivas’taydım.Şiir ve ezgi dünyasında olmanın kıvancı içinde olmak için heyecanla,çoşkuyla çıktım yola. Bir gün öncesinden ivecenlikle belki ilk görev yaptığım ilçe Zara’ya uğrarım diye.  Tokat yolculuğundan sonra Sivas’a geçtim. Eşyalarımı öğretmen evine bırakayım derken zaman kaybettim.Saat dördü bulmuştu. Ertesi gün ekipten ayrılmak istemedim. Nasıl olsa pazartesi rahat rahat giderdim.Öğretmen evinde akşam şiir-müzik provalarımız sürerken ertesi gün gerçeğini göremedik.Saat ondan sonra suyumuzu bulandıranlar (hala bir yorum yoktur) kimlerse sabaha kadar uyuyamadık. Melik CEVDET ANDAY’ın Telgrafhanesi gibi  uyuyamadık.Barış için huzur için  vatan için  kaygılandık.
     Bir gün öncesi Sivas Belediye Başkanını,Sivas Kaymakamını ziyaret ettik.Çaylarımızı, sularımızı içtik. Sanat dünyasındaki kaygılarımızdan ve beklentilerimizden söz ettik. Şair ve yazar arkadaşlarım imzalı kitaplarını armağan ettiler. Yanıma çok az kitap alabildiğim için ben armağan edemedim.8 .Şiir Antolojimiz mutlaka verilir neticede .İlk gün şiir programımız yoktu.Bir rehber eşliğinde tarihi mekanları gezdik.Çok sıcak olduğundan Sivas Kalesine çıkılmadı. SİYŞAD da sohbetlerimizi,şiir okumalarımızı  ikramlarımızla samimiyet içinde gerçekleştirdik.Ertesi gün Atatürk Kültür Merkezinde şiir-müzik etkinliğimizi gerçekleştirecektik.Büyük bir heyecan içindeydik.STV nin  programı çekeceğini söylemişti SİYŞAD Başkanı sayın Bekir Alim Bey. Hayırlısı olsun dedim yüreğime.
    Sivas’taydım binlerce kez  Madımak Çığlığı kor gibi yüreğimi titretti.Gecenin yarısından başlayan sela,ezan sesleri susmak bilmedi. Sokaklara çağrılan insanlar. Anlamını algılayamadığım kaygılar içinde ailemden uzakta  Sivasta’ydım Ben burada korku içindeyken eşim telefon ediyordu. “Sakın dışarı çıkma!”  Kızım kaygı içinde “Gittin oralara gel buralara.” İnternet  kapalı. Gelen iletiler sokağa çıkın Cumhuriyete, demokrasiye sahip çıkın diyordu. Allah,bismillah sesleriyle sokaklar inliyordu. Odamızda yapayalnız ne yapacağını bilemez durumdaydık.Sabah olacak mı hayır mı olacak şer mi bilmiyorduk.
    Sivas’a bariş dolu sevda dolu şiirler ,türküler okuyacaktık. Kimsede moral kalmamıştı.Sular birdenbire neden bulanmıştı ,bir yığın sorular,sormacalar ile yorgunduk.Program diye bir şey kalmamıştı.Biz bir gün öncesi Fransa’yı konuşuyorduk. Terörün her türlüsünü lanetliyorduk. Şimdi başımıza gelen neyin nesiydi anlamıyorduk.
        Kızım arıyordu .”Şiir okuyorduk.” diyordum. “Ne şiiri anne memleket elden gidiyor. Ne şiiri okuyorsun orada.”  “Aşık Veysel’i anma,Memleket özlemi, sevda şiirleri okuyoruz.”diyordum
   “Bırak anne şiiri çabuk gel.”diyordu kaygılı kızım.
Eşim alıyordu telefonu “ Yarın ne zaman geleceksin. Oyalanma ortada şiir miir kalmadı dön.” “Hemen dönemem. Burada dönebilecek direk araba yok. Yarın dönerim “diyorum.
    Ben Sivas’ta kaygı büyütürken, Marmaris’te bir otelde yaşanıyordu kalkışma. Kızım korku içinde izlediği için beni arıyormuş anlıyordum. Ertesi gün beni arayan arkadaşlarımdan,dostlarımdan daha iyi alıyordum kaygılı sesleri meğer, büyük bir tehlike atlatmışız.Ülkemiz esenliği,birliği bozulmasın yeter ki…
   Sabah oluyordu,kuşlar çığlık çığlığa ,bellek çığlık çığlığa… ayakta durmak için kahvenin dibini buluyordu şair arkadaşlarım.Kaygılı yüzlere beklenen sorunun cevabını veriyordu SİYŞAD  Başkanı Bekir Alim “ Arkadaşlarım tüm programlar iptal.Böyle olmasını istemezdik.” Kim isterdi ki… Kimi erken ayrılıyor Sivas Öğretmen evinden kimi ortalık durulsun istiyor.Yolum uzun olduğu için hemen gitme olanağım yok çaresiz ortalığın yatışmasını bekliyorum.Akşama öğretmen evinde kendi aramızda şiir okuma etkinliğimizi sürdürüyoruz.Tüm kitaplarımı bölüştürdüm. Zara Lisesine,SİYŞAD’a nasiplisi birkaç şair  arkadaşıma.Şimdi ne yapacağım. Bana sıra gelinceye kadar hazırlığımı tamamladım .
                  GÖRDÜM  SİVAS’I
Sivas’a düştü yolum
Dedim şairlerin içinde olayım
Gönülden gönüle şiirle dolayım
Şeçkilerin içine dalayım.
Geldim gördüm Muğla’dan.

Sivas yollarında toz kalmamış
Sokakları birbiriyle dolanmış
Yepyeni binalar eskiyi sarmış
Uzak ,yakın  tarih burada saklanmış
Geldim gördüm Muğla’dan.

Gök minareleri,çifte minareleri, kongre merkezi
Dünde gezdiğim yerler bir varmış bir yokmuş
Bir kent tarihi ile solunur bilirim,bir kıvılcım görürüm.
Ben Sivas’ı dünde ,dilde, ezgide ,şiirde severim.
Geldim gördüm şair dostlarımı Muğla’dan.
                                                                       HGA

    
Bir anı kaldı masada. Reşit Bahtiyar yazıyordu peçeteye ölçülü uyaklı şiir,ben çantamdan defter aranıyordum yemeklerimiz gelinceye kadar masaya. Ben su şişesinin altına almıştım yazılan dizeleri uçmasın diye.Yemekler yenildi SİYŞAD Başkanımız Bekir Alim çoktan ödemiş hesabı. Telefonla çağrılınca erkenden ayrıldı masadan.Biz de yarım saat oldu olmadı ayrıldık mekandan.
    Akşam öğretmenevine dönünce çantamı döktüm içinde değildi yazılan. İşte o anda yazıldı dizeler kendiliğinden
                                          Bekir Alim’e,Reşit Bahtiyar’a  saygıyla…
  Bugün şairler şiir yakıştırdı masada
Ayaklar,uyaklar takla atıyordu
Yazılan peçetedeydi aldım sandım.
Çanta döküldü dökülmedi dizeler
Garson masaya dökülen dizeleri aldı mı?
Alim’i,Bahtiyar’ı yükledi mi masaya?
Yoksa,gülüp geçti mi üç emeğe?
Uç şiir uç mu dedi hafiflemiş masaya?
                                              HGA
               
    Vedalaşıyorum SİYŞAD yönetimindeki  özverili çalışanlarımla, emeklerine sağlık diyorum. Bizim için zamanlarını emeklerini verenlerime  teşekkür ediyorum. Şair arkadaşlarımla vedalaşıyorum, yepyeni dostluklar ve arkadaşlıklarla Sivas’tan dönüyorum. Bir semaver peşinde benimle zamanını harcayan Refik kardeşim sağ olasın.  Garaja kadar beni  uğurlayan şair arkadaşım  nice etkinliklerde görüşmek üzere, huzurlu,mutlu günler dilerim sana.Sivas’tan aldığım semaverde kısmetse çay demlerim ,hepinizle  şiir tadında, barış sevgi tadında içeriz.
       Sivas’tan dönüyorum.Dilimden düşmeyen ezgi yakaladı beni.”Allı turnam bizim varırsan” Şarkışla’dan geçerken, “Uzun İnce Bir yoldayım”dilime düştü . Aşık Veyseli saygıyla selamladım.
      “ Sivas’ın yollarına… diye sürerken ezgi kim bilir ne zaman kısmet olur  diyerek yollara daldım.
                                                                                                                           18 Temmuz 2016 /Marmaris
                                                                          
                                                                                                                                        Hatice ALTUNAY /KHA

Hiç yorum yok: