İHH Genel Başkanı Yıldırım,UCM İsrail'in savaş suçlarını tespit etti
İHH Genel Başkanı Yıldırım, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail'in Mavi Marmara ve diğer gemilerdeki eylemleri ile savaş suçu işlediğini tespit ettiğini bildirdi
İSTANBUL
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcılığının İsrail'in, Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıya ilişkin tespitiyle ilgili, " UCM Savcılığı, İsrail'inMavi Marmara ve diğer gemilerdeki eylemleri ile 'kasten öldürme ve yaralama', 'insan onuruna aykırı davranış' suçlarıyla savaş suçunu işlediğini, İsrail'in Gazze'de işgalci statüsünde bulunduğunu ve gemidekilerin sivil olmasına rağmen saldırının yapıldığını tespit etmiştir'' dedi.
Bülent Yıldırım, İHH Genel Merkezinde Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıya ilişkin Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığının tespitlerini değerlendirmek üzere basın toplantısı düzenledi.
Yıldırım, UCM Savcılığının yapmış olduğu açıklamayla ilgili bir toplantı düzenlediklerini belirterek, ''Ancak bu sabah itibarıyla İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'ya saldırdığını haber aldık. Aksa'nın içerisini yaktılar içeriye girişleri yasakladılar ve Kur'an-ı Kerimler'i yaktılar. Girerken de dalga geçerek girdiler. Mescid-i Aksa'nın içerisinde el bombaları görülüyor. Şimdi ben soruyorum bunları yapan bir ülkenin konsolosu, nasıl Türkiye'ye gelir ve bir de İŞİD konusunda Türkiye'yi yalnız bırakmayacağız açıklaması yapar?'' dedi.
''Mescid-i Aksa'da her türlü pisliği yap, sonra konsolosu buraya gönder. Herkesi parayla satın alacaklarını zannediyolar'' diyen Yıldırım, Kur'an-ı Kerim'i yakan ve Mescidi Aksa'ya girenlerle asla anlaşma yapılmasına izin vermeyeceklerini söyledi.
Yıldırım, Mescid-i Aksa'ya saldırıdan dolayı konsolosun ülkesine geri gönderilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Mavi Marmara'dan sonra ticari ilişkiler daha da patladı diye övünenler var. Neye övünüyorsunuz,? Bu kitaba hepimiz inanmıyormuyuz. Biz Tevrat'a veya İncil'e de böyle hakaret yapabilirmiyiz?'' diye konuştu.
Bu saldırıyı yapan bütün askerlerin ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun cezalandırılması gerektiğini savunan Yıldırım, şunları söyledi:
'' İsrail ile olan bütün ilişkilerin durdurulması lazım.İsrail bir taraftan çocukları öldürüyor, bir taraftan parayla herkesi satın alırım diyor. Ne yazık ki Müslüman ülkelerin bir kısmı bu İsrail ile iş yapıyor. Mescid-i Aksa, Müslümanlar'ın değil mi? Aynı kitaba inanmıyormuyuz. Türkiye bir an önce devreye girip, bu siyonistlerin bir terör örgütü olduğunu dünyaya ve Birleşmiş Milletlere kabul ettirmesi gerekiyor.
İsrail içerisinde siyonistlere karşı eylemlere katılan Yahudiler var. Hem de İslam ülkelerinden daha fazla katılımcı var. Müslüman ülkelerin liderleri nerede? Kur'an-ı Kerim'in ayaklar altına alınmasına izin mi vereceksiniz? İsrail bunu bilinçli yapıyor. Tepkiyi ölçmeye çalışıyor. Mescid-i Aksa'ya giriyor hiç kimse ses çıkarmıyor. Tevrat'a ve İncil'e bu hakaret yapılamaz amaİsrail sahtekar, bu hakareti yapar. İsrail şunu çok iyi bilsin ki, Aksa'ya yapılan saldırının karşılığını bu Müslüman halklar verecektir. İsrail, burayı yıkıp Süleyman mabedi yapmak istiyor, test ediyor ama bu testin karşılığını alacak.''
UCM savcılığının tespitleri
Bülent Yıldırım, Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıya ilişkin UCM Savcılığının yarın kararını açıklayacağını anlatarak, bu kararın çok önemli olduğunu çünkü UCMSavcılığının, İsrail'in savaş suçlusu olduğunu tespit ettiğini bildirdi.
Yıldırım, UCM Savcılığının tespitlerini şöyle sıraladı:
'' İsrail askerlerininMavi Marmara ve diğer gemilerdeki eylemleri ile 'kasten öldürme ve yaralama', 'insan onuruna aykırı davranış' suçlarıyla savaş suçunu işlemiştir. İsrail'in Gazze üzerindeki etkin kontrolü devam ettiği için İsrail Gazze'de işgalci statüsündedir. Gazze Özgürlük Filosunda yer alan tüm katılımcılar, uluslararası hukukta korunan siviller statüsünde olup İsrail askerleri, yolcuların sivil olduğunu bildiği halde, saldırıyı gerçekleştirmiştir. UCM Savcılığı bu tespitleri sıralarken İsrail'in meşru müdafaa tezlerini tartışmaya değer bulmadığına değinmiş ve 'hayatını kaybedenlerin otopsi raporları değerlendirildiğinde; baştan, ayaklardan, boyundan defalarca vurulduklarını ve en az 5 kişinin bitişik atış mesafesinden vurularak öldürüldüğünü' belirtmiştir.''
Ancak bu suçlarda mağdur olan ve ölen sayısının UCM'nin yargı yetkisine girecek oranda yoğun olmadığı gerekçesiyle soruşturma yetkisinin bulunmadığına karar verilmiştir. UCM, kendisinin hem suçları tespit edip hem de yargılamama kararı ile mağdurların kendi ülkelerinde yürütülen, yürütülmesi gereken yargılamaları da adres göstermiştir. Böylelikle Türkiye'de yürüyen ceza ve tazminat davalarının yerindeliği, haklılığı bir kez de Uluslararası Ceza Mahkemesince tescillenmiştir.''
UCM Savcılığının, soruşturma yetkisinin kendisinde bulunmadığına ilişkin karara itiraz edeceklerini belirten Yıldırım, ''Ölen saadece 10 kişi olduğu için ulusal mahkemelerde yargılanması gerekiyormuş. Yani bizim orda yüz kişi ölmemiz gerekiyormuş. Bu mahkemelerin içindeki İsrail lobisini ortaya çıkaracağız'' dedi.
İHH Genel Başkanı Yıldırım, UCM Savcılığının, Türkiye'den saldırıya ilişkin belge istediğini ancak belgenin gönderilmediğini belirttiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Soruyorum hangi yetkili, belge göndermedi? Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve diğer siyasi paritlerin bu konuda duyarlı olduğunu bildiğimiz halde, hangi yetkili belgeyi UCM'ye göndermedi? Bu gemi Türk gemisi değil mi? Öldürenler Türk vatandaşı değil mi? Burada bir yargılama sürecinde yakalama kararı çıktı, İnterpole neden gönderilmiyor?
UCM, Palmer Komisyonu'na atıf yapmış. Bu komsiyona neden gidiyorsunuz? Gitmek zorunda değiliz diye söyledik. Palmer siyasi bir komsiyondur, bağlayıcılığı yoktur. Bağlayıcı olan saldırıya ilişkin BM'nin raporudur. Türkiye diplomatlarının çok hızlı bir şekilde harekete geçmesi gerekiyor. Komor adasından başvuru yapıldı. Yetkililer buraya gelmek istiyor, Türkiye vize vermiyor. Bunu vermeyen yetkiller kimlerdir? Herkes şunu iyi bilsin, bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, siyasi partileri bu davanın arkasındadır. Bu siyonsit sever azınlığın kimler olduğunu tespit edilmesini istiyoruz.''
''İsrail, Türkiye'ye muhtaç''
Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırılar göz önünde bulundurularak, İsrail ile ilişkilerin sonlandırılması gerektiğini savunan Yıldırım, ''Bunlar bir devlet değil, siyonist terör örgütür. Gazze ile ne kadar antlaşma yaptı ise hepsini kendisi bozdu. İslam dünyası neredesin? Niye bu İsrail'i bu kadar seviyorsun, doğalgaz mı istiyorsunuz. Senin o doğalgazı çıkarmaya gücün yeter" diye konuştu.
Her kesimin çocuk katillerine karşı bu "dünyalık işleri ellerinin tersiyle itmesini" istediklerini kaydeden Yıldırım, ''Hakkıdır, ticaret yapan insanlar var. Ben onlara da söylüyorum; Bu saldırılar varken abluka kalmamışken bu antlaşmalara girmeyin. İsrail, Türkiye'ye muhtaç. Bu siyonist yapı aklını başına almadan hiç bir adım atılmasın. Türkiye'nin bu konuda bütün kurumları duyarlı ama arada bazıları var, bunların tespit edilmesi gerekir'' dedi.
''Yakalama kararını veren hakim, görevine iade edilmeli''
Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıya ilişkin görülen davada, sanıklar hakkında yakalama kararı veren hakimin "sürüldüğünü" en kısa zamanda görevine iade edilmesi gerektiğini savunan Ylıdırım, bu işlemi (sürülme) kimin yaptığını sordu.
Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yıldırım, kendisinin Museviler'e karşı olumsuz bir beyanı olmadığını, siyonistler için kullandığını belirterek, İsrail'deki Yahudiler'in bile bu savaşa karşı çıktığını hatta İsrail'de siyonsitlere karşı eylem yaptıklarını söyledi.
Bir gazetecinin '' Mavi Marmara gemisi bu yıl sonunda yeniden gönderilcek mi?'' sorusuna Yıldırım, ''BizimMavi Marmara gemimizde her türlü hazırlık yapılmış durumda, bize verilmeyen bir belge var onu da alacağız. Ancak diğer koalisyon ülkeleri bekliyoruz. Kendi başımıza çıkmayacağız'' yanıtını verdi.
Hiç yorum yok: